20 Mart 2012 Salı

KEKİĞİN FAYDALARI

Kolesterolün düşmesine yardımcı olur. Özellikle kekik suyu olarak tüketildiğinde yağ metabolizması üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Canlandırıcı, damar açıcı özelliği vardır.




BİBERİYENİN FAYDALARI

Yağ metabolizması üzerinde olumlu etkisi vardır. Vücudu ısıtır, dolaşımı canlandırır

YEŞİLÇAYIN FAYDALARI

Güçlü bir antioksidandır. Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye yardımcı olur. Bağırsaktaki faydalı bakterileri artırıp sindirimine yardımcı olur.


18 Mart 2012 Pazar

SAPARNA

Saparna (smilax) : Zambakgiller familyasindan; tirmanici ve dikenli gövdeli, yesilimsi çiçekli, çok yillik bir bitkidir. Yapraklari kalp seklindedir. Çiçekleri semsiye durumundadir. Kökünde tanen ve saponin bulunur. Birçok türü vardir. Yurdumuzda nemçe saparnasi, Anadolu saparnasi bulunur.
Faydasi : Terletir. Kani temizler. Cilt hastaliklarinda faydalidir. Frengide kullanilir.

2 Mart 2012 Cuma

AĞIZ SOLUNUM SORUNLARI

Sağlıklı bireylerde solunum burunda başlar, ancak soluk alıp vermeyi engelleyen bir sorun varsa solunum kısmen ya da tamamen ağızdan yapılır. Bu aslında oluşacak bir dizi sorunun başlangıcıdır. Ağız solunumunun nedenleri şunlardır;



1) Bademcik veya geniz eti büyümesi % 46

2) Alerji ve alerjik burun tıkanıklığı % 17

3) Burun içindeki kemiklerin sağa ya da sola eğik olması % 14

4) Burun içindeki boşlukların mukoza ile kaplı olması

5) Burun deliklerinin normalden küçük olması

6) Uyku apnesi ( uyku esnasında solunumun durması ve sıçrayarak uyanma)

DİŞ ÇÜRÜMESİ

Diş Çürümesi Nasıl Gelişir?

Diş çürümesi birbirini etkileyen 3 faktörün sonucudur: Bakteri, diyet şekeri ve hassas diş yüzeyi.

Vücudunuzun diğer bölümleri gibi ağzınız da bakteri barındırır. Bu bakteriler, yediğiniz şeker ve karbonhidratların bir bölümünü aside dönüştürür. Bakteriler ve oluşturdukları asit, dişinizin yüzeyine yapışan ve diş plağı adı verilen yapışkan maddeyi oluşturur.

Bakterilere ek olarak, plak da mukus ve yiyecek parçacıklarından oluşur. Dilinizi dişinizi fırçaladıktan birkaç saat sonra diş yüzeyinin üstünde gezdirdiğinizde plağı hissedersiniz. Doku, hafif pürüzlüdür ve özellikle arka dişlerin yüzeylerinde daha iyi fark edilir. Plak, tam diş eti çizgisinin üzerindeki alanlarda ve diş dolgularının sınırlarında molar (azı) ve premolar dişlerin oyuk ve yarıklarına sıkıca tutunur.

Plakta oluşan ve çürümeye neden olan asit, dişin diş minesi yüzeyindeki minerallere saldırır. Plağın neden olduğu erozyon, diş minesinde küçük oyuklar (açıklıklar) oluşmasına yol açar. Bunu başlangıçta fark etmezsiniz. Çürümenin ilk belirtisi, tatlı, çok soğuk ya da sıcak bir şey yediğinizde hissettiğiniz ağrıdır.

Diş minesinde bir kez çürüme başladığında, altındaki daha yumuşak dentin zedelenmeye açık hale gelir. Dentin, dişin ortasında diş özüne giden küçük kanallar içerir. Bakteri hassas diş özüne erişirse iltihap meydana gelir. Diş özü içindeki kan damarları genişler ve buna bağlı olarak, dişte genişleyecek yer olmadığı için, ağrı hissedersiniz Buna ek olarak, vücudunuz dişten çevre dokulara bakteri istilasına karşı koymak için alyuvarları gönderir.

Bakterinin neden olduğu bu tür enfeksiyon diş apsesi olarak bilinir. Dişin çevresindeki kan damarları genişler. Genişlemiş damarlar, 0 bölgedeki sinirler üzerinde baskı yapar ve daha fazla ağrıya neden olur. Genellikle, vücudun bununla başa çıkma çabalarını bir yana bırakırsak, enfeksiyon diş özünü etkiler; sinirler ve kan damarları ölür. Diş ağrısı kesilir, ancak diş, daha sonra, bazen yıllar sonra apseye neden olur.

Kalıcı dişlerde, diş çürümesinin gelişimi bir ya da iki yıl alırken, süt dişlerinde süre daha kısadır. Asidin ilk oluşumu, bir şey yedikten sonra ilk 20 dakika içinde meydana gelir. şanslı olduğunuz bir nokta ise, bakteri, asit ve yediğiniz yiyeceklere karşı tamamen incinebilir, zedelenebilir durumda olmamanızdır Ağzın kimyası ve mekaniği belirli bir miktar koruma sağlar: tükürüğünüz ve dilinizin hareketleri yıkıcı ve bozucu maddelerden bazılarını temizleyebilir. Günümüzde, diş hekimliği de, diş çürümelerinin etkilerini azaltmak için koruyucu önlemler ve tedaviler sağlamaktadır.

AĞIZ KOKUSU

Ağız kokusu bireysel bir sorundan ziyade toplumsal bir problemdir. Ağzı kokan bir kişi, kendi ağız kokusunu algılayamadığı için kokunun farkında değildir. Ancak bundan rahatsız olan insanlar rahatsızlıklarını belli etmenin tedirginliği ile kişiye pek yaklaşmak istemezler. Ağız kokusu olan veya olduğunu sanan kişiler ile yakınları arasında sosyal davranış bozuklukları ortaya çıkmakta, hatta bu nedenle boşanmalar bile görülebilmektedir. Ağız kokusu özellikle oksijensiz ortamlarda yaşamayı seven bakterilerin çıkardığı gazlardan kaynaklanmaktadır. Ağız kokusu genellikle ağız kuruluğu, açlık, kötü ağız ve diş bakımı, burun, sinüs ve boğaz problemlerinden kaynaklanmakta, sanıldığının aksine çok seyrek olarak da yemek borusu, mide hastalıkları, siroz, şeker, böbrek ve bazı akciğer hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Sigara, alkol, soğan ve sarımsak gibi içecek ve yiyeceklerin tüketilmesinden sonra da kana geçen bu kokular, nefes ile 24-48 saat devam edebilmektedir.