3 Temmuz 2013 Çarşamba

KARAÜZÜMÜN FAYDALARI

Doç. Dr. Çelik, şifa kaynağı olan üzümün diğer faydalarını ise şöyle sıraladı:
- Amino asitler, B vitaminleri (B1, B2), Mineraller, potasyum, Magnezyum ve demir içerdiği için bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
-
İçerdiği doğal fruktoz sayesinde vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede depolanmasını sağlar.
- Bünyesindeki magnezyum insanın iş verimliliğini arttırır.
- Bünyesindeki asitler (tartarik, sitrik, malik, süksinik, fumarik, pyruvik, oxaglutarik, gliserik, glikolik, dimetil-süksinik, shikiminik ve guinik asit) mideye zarar vermeden böbrek ve karaciğerin çalışmalarını hızlandırır, bu çalışmaları destekler.
- Yağların erimesine yardımcı olur.
- Vücudu virüslere karşı dirençli hale getirir.
- Kabuk ve çekirdekleri bağırsak metabolizmasını hızlandırır.
- Cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlar.
- İçerdiği bioflavonoidler sayesinde C vitamini aktivitesini arttırır.
- Alerji ve kireçlenmelerde iltihap oluşumunu engeller.
- Besinlerin parçalanması sonucunda oluşan serbest radikallerin kılcal damarların duvarlarına saldırmasında güçlü bir antioksidant görev üstlenerek düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin (LDL) kılcal damarlarda birikmesini engeller.
- Hücrelerde değişim sonucunda tümör oluşumuna izin verebilecek hücre için Moleküller üzerine serbest radikallerin saldırısını bloke eder ve sonuçta kanser oluşumunu engeller."
iha

13 Haziran 2013 Perşembe

GUT UN SAFHALARI

AKUT ATAK: Eklemde ani başlayan sıklıkla 5-10 gün süren şişme ve ağrı.
İNTERKRİTİK DÖNEM: Şikayetlerin olmadığı tamamen iyileşilen bir dönem ve bunun ardından tekrar şiddetli alevlenme.
KRONİK GUT: Pek çok alevlenmeden sonra, hastalık içinde tedavi edilmediği takdirde kronikleşir ve bir veya daha fazla eklemde kalıcı ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı oluşur. Romatoid artrit denilen iltihaplı eklem romatizması ile karışabilir.
TOFÜSLÜ GUT: Tofüs denilen ürik asit kristallerinin bir araya toplanarak cilt altında ya da dokularda çökmesi ile oluşan birikintilerin olduğu dönem.
Gut herkesi aynı şekilde etkilemez. Bazı insanlar hayatları boyunca bir tek atak geçirirler ve bundan başka hiçbir problem oluşmaz. Bazılarında ise zamanla eklemlerde hasara ve ağrıya yol açan şiddetli kronik ataklar görülür. Gutun kesin kür sağlanan bir tedavisi yoktur ancak iyi bir tedavi ile tamamen hastalık önlenebilir. Uygun tedavi alevlenme sıklığınızın azalmasına hatta alevlenmelerin tamamen kesilmesine ve eklem hasarlarının gelişmesine engel olabilir.

7 Haziran 2013 Cuma

ÇÖREK OTU YAĞININ BİLİNEN BAZI FAYDALARI



  • Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
  • İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
  • Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
  • Kan şekerini düzenler.
  • Yorgunluk halini giderip zindelik verir.
  • Damar hastalıklarını önler.
  • Cinsel gücü arttırır.
  • Hazmı kolaylaştırır.
  • Vücuttaki toksinleri süzerek atar.
  • İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
  • Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
  • Alerjileri önler.
  • Savunma sistemini dengeler.
  • Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.

6 Haziran 2013 Perşembe

KENEVİRİN FAYDALARI


Yatıştırıcı ve uyarıcıdır. Yapraklarının haşlaması lapa olarak romatizma ağrılarını hafifletir. Balgam söktürür. Mide ve bağırsak hastalıkları ile idrar yolu iltihaplarına karşı faydalıdır. Prostat şikayetlerinde de faydalı olabilir.

KARABİBERİN FAYDALARI

Özellikle sindirim sisteminin sağlıklı ve düzenli çalışmasına yardımcı olarak hazmı kolaylaştırır. İdrar ve gaz söktürücü etkisi ile kabızlığı önlemede yararlıdır. İştah açıcıdır. Sindirim sistemindeki mikropları öldürür. Enerji verir. Cinsel gücü arttırır. Sinirleri kuvvetlendirir ve kansızlığa karşı faydalıdır.

KIZILCIĞIN FAYDALARI


Mideye kuvvet verir. Vücut direncini arttırır. Bağırsak yaralarına iyi gelir. Gazı önler. Ağız yaralarını giderir. Mikrop öldürücüdür. İltihaplanmayı önler ve alerjileri azaltır. Ateş düşürücü etkisi ile özellikle menopozda faydalıdır. Kanın pıhtılaşmasını sağlar. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Kızılcık ağacının kabukları ishali kesmeye yardımcı olurken, meyveleri ise ishal yapıcıdır.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

KULAK ÇINLAMASINDA İLK YAPILACAKLAR


İlk akla gelen  şey gibi kulak kiri olmalıdır. Dış kulak yolu tıkanıklığının araştırılması için birincil yapılacak iş  doktoru, görmektir. Doktorunuz altta yatan sebebin  kulak çınlaması neden olup olmadığını öğrenmek için hastalığınıza neden olacak bilgileri sorgulayacak ve araştırmasını yapacaktır.
KBB fizik muayeneniz , baş, boyun ve kulakları incelemek ve kulak çınlaması ile birlikte herhangi bir işitme kaybı olup olmadığını belirlemek için işitme testi yaptıracaktır.

KULAK ÇINLAMASI NEDEN OLUR

Gürültüye bağlı işitme kaybı (Müzisyenler, gürültülü fabrika veya iş ortamında çalışanlar)
•    Kulak ve sinüs enfeksiyonları
•    Kalp veya kan damarları hastalıkları
•    Beyin tümörleri
•    Kadınlarda hormonal değişikliklere
•    Tiroid bezi (guatr) anormallikleri
•    Yaşa bağlı; Tinnitus bazen yaşlı kişilerde işitme kaybının ilk işaretidir
•    İlaçlara bağlı  bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. 200'den fazla ilaç cinsi  kulak çınlaması neden olduğu bilinmektedir.
•    Kuvvetli ses travmasına maruz kalma bunlar Patlamanın şok dalgası işlemi (patlamalar maruz kalan Askerler de , polislerde  tinnitus gelişebilir. )
•    Yorgunluk, depresyon, anksiyete, hafıza ve konsantrasyon ile ilgili sorunlar kulak çınlamasına neden olabilir.
•    baş ve boyun kan akımı ile ilgili sorunlar ile olabilir
•    Çene eklemi problemleri
•    orta kulak kemiklerin sertleşmesi.kireçlenmesi (Otoskleroz vs.)
•    kulak zarı delikleri
•    baş dönmesi ile karakterize bazı hastalıklarda beraber olabilir(Meniere hastalığı)
•    kulak kirleri
•    Belirli gıdalar kulak  çınlamasını tetikleyebilir. Gıdalar kırmızı şarap, tahıl bazlı içkiler, peynir ve çikolata, yüksek yağlı beslenme , yüksek tuz tüketimi kulak  çınlaması kötüleştirebilir

KULAK ÇINLAMASI NEDİR

Yaygın olarak kulakta gürültülü bir vızıltı, tıslama ,uğultu ya da bir düdük sesi olabilir.Kişi bunu uğuldama veya çınlama olarak tarif eder.. Bu yumuşak ya da yüksek sesli veya yüksek sesli veya düşük perdeli olabilir. Bir veya her iki kulakta da olabilmektedir. .Basit bir kulak kirinden başka, pek çok hastalık kulak çınlamasına sebep olmaktadır.

3 Mayıs 2013 Cuma

GAZ SANCISINA DOĞAL ÇÖZÜMLER

Gaz sorununuz için doğal bir çözüm arıyorsanız nane çayını deneyebilirsiniz. Nane yağı içindeki mentol’un spazm çözücü etkisi olduğundan sindirim sisteminizdeki yumuşak kasları rahatlatacaktır. Ancak reflü sorununuz varsa nane çayı yerine papatya çayı da deneyebilirsiniz. Yiyeceklerinizi lezzetlendirmek için zerdeçal, zencefil ve rezene kullanmanız da şişkinliğinizi azaltacaktır. Probiyotikler adsadkalın bağırsakta yaşayan dost bakterilerdir. Bu bakterileri içeren yoğurt veya kapsüller kalın bağırsakta gaz üretimi yapan bakterileri sınırlayarak gaz sorunuyla mücadelede size yardımcı olacaktır. .

Tüm bu önerilere rağmen gaz sorununuz devam ediyorsa mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurmalısınız. Gaz sorununun daha ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini bilmelisiniz. Reflü sorunu, divertikülit, Crohn ile Ülseratif kolit gibi enflamatuar hastalıklarda gaz sorunu altta yatan hastalığa işaret edebiliyor. Özellikle bağırsak alışkanlığında değişiklik yaşayanlar, kronik ishal veya kabızlık sorunundan yakınanlar ve ailesinde kalın bağırsak hastalığı hikayesi olan kişilerin gaz sancılarını ciddiye almalarında fayda var. Bu durumda doktorunuz altta yatan bir sorun olup olmadığını anlamak için bazı incelemeler yapacak ve uygun tedavi planını oluşturacaktır. şikayetleriniz devam ederse süt ürünlerini beslenmenizden tamamen çıkarmanız da gerekebilir. Aynı şekilde gluten alerjiniz varsa buğdaydan kaçınmalısınız. Bu önerilere küçük porsiyonlar halinde yemek yemeyi, yediklerinizi iyice çiğnemeyi de ekleyin. Heyecanlı, sinirli ve aceleyle değil, yavaş, keyifli, rahat bir şekilde yemek yemeği alışkanlık haline getirin. Sakız çiğnemekten, sert şekerlemelerden ve içeceklerinizde kamış kullanmaktan kaçının. Sorbitol ve mannitol gibi yapay tatlandırıcılardan uzak durun. Bunlarla birlikte sigara içmemek ve düzenli egzersiz yapmak da probleminize iyi gelecektir. 

SARIMSAĞIN FAYDALARI


Sarımsağın, çiğ halde veya yağının, mikroorganizmalar üzerine antibiyotik etkiye sahip olduğu, antiviral, antifungal, antiprotozoon, antiparazitik ve antibakteriyal özellikleri üzerinde durulmaktadır. Bunun yanı sıra antiseptik işlevi, grip, nezle, ses kısıklığı, astım rahatsızlıklarına, bademcik, romatizma ve eklem enfeksiyonlarına, öksürük ve bronşite iyi geldiği ön plana çıkarılmaktadır. Terletici etkisi nedeniyle ateş düşürülmesine yardımcı olur.
 
Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirici ve hücre koruyucu etkisini destekler bazı bilimsel bulgular mevcuttur. Bu etkinin HIV virüsü ve menenjit ile mücadeleye yansıtıldığı tecrübeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kardiyovasküler sistemi güçlendirmesi, bunun da serum kolesterol seviyeleri ve trigliserit oranları üzerinde etkisi sözkonusudur. Trombositlerin damar içinde pıhtılaşmasını engelleyici etkisiyle, damar tıkanıklıklarından kaynaklanan rahatsızlıklara karşı rol oynar. Sarımsak ayrıca tansiyonu ve kan şekerini de dengeleyicidir.

2 Mayıs 2013 Perşembe

ALKOL SİGARA VE REFLÜ İLİŞKİSİ

Sigara ve tütün ürünleri kullanımı iki mekanizma ile reflüde artmaya neden olur. Alt ösafagus sfinkterinin işlev bozukluğu (kapatıcı mekanizma) reflü oluşumunda çok önemli bir faktördür. Sigara ve tütün ürünleri, bu kas mekanizmasının kapanma basıncını düşürmekte ve fonksiyonunu bozabilmektedir. Diğer bir etki ise mide asit miktarını artırmasıdır. Her ikisi bir arada görüldüğünde reflü oluşumu kolaylık kazanır.

Alkol, özellikle de mayalı içecekler (bira ve kırmızı şarap) reflüyü artırıcı etki gösterir. Alkol mide boşalımını geçiktirmekte, mide içi basıncının uzun süre yüksek kalmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda alt ösafagus sfinkterinin (kapatıcı kasının) basıncını düşürerek reflü oluşumunu kolaylaştırmaktadır.

18 Nisan 2013 Perşembe

ÜZÜM ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARI

Üzüm çekirdeği damar yozlaşmasını önler ve damarlarınızı sağlamlaştırır. Hipertansiyon, kalp krizi ve felç olasılığını minimale indirir. Diabetli ve varisli kişilere son derece yararlıdır. Gözü maküler dejenerasyon ve kataraktan korur. Üzüm çekirdeği sürekli bilgisayarın başında olan kişilerin göz sağlığının korunmasında da önemlidir. Üzüm çekirdeği DNA hasarını azaltarak kanser oluşum riskini de minimale indirir.

Üzüm çekirdeği cildin bağdokusunda bulunan kollajeni sağlamlaştırır. Deriyi dinçleştirdiği için kozmetik sanayinde merhem olarak da kullanılır

Üzüm çekirdeği damarların kollajen dokusunu da sağlamlaştırdığı için damar sertliği ve damar sertliği ile ilgili çok sayıda hastalığı önler.

Üzüm çekirdeği histamin salgısını azaltarak alerjiyi önler. Üzüm çekirdeği iltihabi prostaglandinlerin sentezini azaltarak romatizmal hastalıklar, ağrı ve endometrioz gibi durumlarda yararlı olurlar. 

AYÇEKİRDEĞİNİN YARARLARI

Kolesterol miktarını düşürür.
Beden ve zihin yorgunluğunu giderir
Kalp ve sinir hastalıklarında fayda sağlar.
Cinsel gücü artırarak iktidarsızlığı önler.
Damar sertliğini giderir.
İdrar söktürür.

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNİN YARARLARI

Zeytin çekirdeğinin yutulması günümüz insanları arasında yeni duyulan bir şey olmasına rağmen eskilerin birçoğunun yaptığı bir uygulamadır. Yani olumlu etki ve tesirleri senelerdir hatta asırlardır bilinmektedir.
1985 li yıllarda başlayan araştırmalar bugüne kadar devam ettirilmektedir. Yaklaşık 25 sene süren neticede karşılaşılan hadiseler hayret vericidir. Bu neticelere bin kişi değil belki yüz binlerce insan tarafından karşılaşılmıştır demek daha doğrudur:

Midesinde yanma olan herkes zeytin çekirdeğini yuttuktan sonra rahatladığını ifade etmiştir.

Zeytin çekirdeğini yutan kimseler sindirim yolu rahatsızlıklarının bittiğini(kabızlık gibi) ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeği yutan kişilerde basur problemiyle karşılaşılmamış, hatta basuru olup ta yutanlar iyileştiklerini ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeğini senelerdir yuttuğunu bildiğimiz insanlarda kanser hadisesine nadiren rastlanılmıştır.

12 Nisan 2013 Cuma

ASPRİNLE SELÜLİTLERDEN KURTULUN




İşte aspirinle selülit giderme formulü:
-10 limonun suyu
-20 aspirin
-limonun suyu kadar susam yağı
Bütün bu malzemeleri cam bir şişe içerisinde iyice karıştırın.sorunlu bölgelere iyice sürün, biraz emdikden sonra yarım saat sorunlu bölgeleri çalıştıracak şekilde spor yapın ya da yürüyün. 2 hafta içinde farkı göreceksiniz. Hatta ilk hafta başlayacak değişim.

8 Nisan 2013 Pazartesi

DEPRESYON VE PANİK ATAKTA TEDAVİ ŞEKİLLERİ


Depresyon ve panik atak da kullanılan tedavi yöntemleri:
  1. İlaç
  2. Psikoterapi
  3. İlaç+psikoterapi
  4. Tamamlayıcı-destek-alternatif tedaviler
  5. Hayali-Uydurmaca-Kandırmaca tedaviler
Depresyon ve Panik atak da İlaç tedavisi: Gerek depresyon da gerekse panik atak da kullanılan ana ilaç ANTİDEPRESANDIR.Son yıllarda geliştirilen antidepresanlarla, başka hiçbir yardım almadan %70’ ler civarında iyileşme sağlanabilmektedir.İlaçlar  2-3 hafta sonra etkilerini gösterir.Düzelme ise 2 aydan önce olmayabilir. Sabırlı olmak gerekir.İlaç tedavisinin nasıl olması gerektiği hakkında detaylı bilgilerimiz sitemizde mevcuttur.
(Panik atak tedavisinde ilaç kullanım ilkeleri ve Depresyon tedavisinde ilaç kullanım ilkeleri) Bu makalelerde ilaçlar tanıtılmış, olası yan etkileri, etkileri,hangi doz ve sürede kullanılmaları , ne zaman ve nasıl kesilmeleri gerektiği  detaylı yazılmıştır. 
Depresyon ve Panik Atak da psikoterapi: Özellikle biyolojik nedeni az olan ve hafif düzeydeki vak’alar da psikoterapi çok etkilidir.İlaca gerek duyulmayabilir.Benim 20 yıllık meslek pratiğimde;orta ve ağır düzeydeki hastalıklarda kesinlikle ilaca gereksinim duyulduğu yönündedir.Buna rağmen istisnalar hep olagelmiştir.Bazı bireyler ilacı reddederek, uzun yıllar psikoterapiyle bu sorunlarını atlatma yolunu seçebilirler.Bazıları da kendisine bir süre koyar, örneğin 3 ay gibi… Derki,” 2 ayda psikoterapiyle hiç düzelmezsem o zaman ilaç kullanacağım…”Bize düşen tercihlere saygı duymaktır. Fakat doktorluk şunu da gerektirir: Tecrübenizle biliyorsunuz ki ,karşınızdaki insan %100 ilaç kullanmak durumunda.
Bu hallerde hastayı mutlaka ikna etmek, boşuna zaman kaybetmemek gerek.Günlük yaşamdaki,sorunlar, olaylar ve değişik ilişkilerden , kişilik özelliklerimizden kaynaklanan bazı depresyon ve panik ataklar; eğer kendimizle yüzleşmeye hazırsak, değişime niyetliysek psikoterapiyle geçebilir. 
Depresyon ve Panik Atak da İlaç+Psikoterapi tedavi şekli: Bu gün için en geçerli olan ve kabul edilen tedavi şeklidir.Hem başarılı sonuçlar vermekte hem de olası tekrarları önlemektedir. Bu tedavi şeklini ;terapi yapabilen bir psikiyatr yürütebilir. Eğer zamanı yok, ya da terapi yapmıyorsa, kendisinin önereceği ve eşgüdümle çalışacakları bir terapist olması lazım. 
Tamamlayıcı Destek-Alternatif tedaviler:   Bu tür tedaviler hiçbir zaman ana tedavinin yerine geçmez. Ana tedaviye ilave olarak uygulanabilir.
  • Hipnoz
  • Akupunktur
  • Eft
  • Tms
  • Bitkisel “ilaçlar”
  • Yoga-Meditasyon
  • Tasavuf-İbadet
  • Nlp
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Bu tamamlayıcı uygulamaları,”uzman” birisinin yapması ve hiçbir zaman esas tedaviyi kesmemesidir.Tedaviyi yürüten hekimle işbirliği halinde olmalıdır. Her tamamlayıcı yöntem her kese uygun değildir.Bazen de çok gereksizdir… 
Hayali Uydurmaca_Kandırmaca “Tedaviler”: İnsanların çaresizliğinden nemalanan çok ahlaksızlar vardır.Gerek görsel medyada gerekse yazılı(basın,internet…)yoluyla  çok iddialı tedaviler duyarsınız. Örneğin tek seanslık bir hipnozla yada 5 seanslık bir eft ile, Kuantumlama ile,ya da “panikatak kolyesi” ile kesin tedavi diye…Bazende “kerametleri kendinden menkul” son dönemin gözde “Bitkicileri”, Sarı kantaronu her türlü stres bozukluklarında “mucizevi” bir şekilde lanse etmektedirler.  Bu insanların ortak özelliği şudur:-%95 i doktor-hekim değildir.- Ya ziraatcı,ya sosyal danışman,ya esnaf , ya fizikçi,felsefecidir… Bu kişiler tıbbı: insan anatomisi, kimyası, fizyolojisini, hastalıkların oluş mekanizmalarını, belirtilerin anlamlarını bilmezler. Son derece “cahil” insanlardır. “CAHİL CESUR OLUR” Özdeyişinde makes bulduğu gibi, çok iddialılar…
Aklı başında bir doktorun hiçbir zaman böyle iddialı ortaya çıktığını göremezsiniz. Bu insanlar ciddi paralar almakta ve hastaları istismar etmektedirler.Büro açıp; çatır çatır “doktorluk” yapmaktadırlar. Maalesef Tv lerin baş köşelerinde  reyting artırmak için oturmaktalar. Bir çok kanalda da,internet sitelerine reklam ve paralar vererek reklamlarını yaptırmaktalar. Vatandaş da zannediyor ki; “bu kişi konunun uzmanı olmazsa buralara çıkartmazlar” Halbuki, günümüzde medyanın “dini –imanı” para olmuş. Kim parayı bastırırsa, ne söylerse söylesin, yeter ki  RTÜK e takılmasın, vatandaş kandırılmış hiç önemli değil… Maalesef  Tabib odaları, sağlık bakanlığı bu uygulamalara ciddi müdahalelerde bulunmuyor.Onlar doktorlarla uğraşıyorlar… 
Hergün bu insanların “tezgahından geçen” ,”çarpılan”, sağlığı daha da bozulan insanlarla karşılaşıyoruz. Aman ne olur, bu tür  iddialı reklemlara kanmayın. Tıp da “Mucize, Keramet” yoktur. Allah hastalıkları yaratmış, fakat çarelerinide ,tıp vasıtasıyla bize sunmuştur. Her ilimde olduğu gibi, tıp ilmide Allahın ilminden kaynaklanmaktadır.Yanlış inanışlara, hurafalere, sahtekarlara kanmayın.
 

PANİK BOZUKLUK NEDİR


Panik bozukluk panik atağın üzerine kurulu bir rahatsızlıktır. Kişi panik atağı bir ve birden fazla deneyimler ve panik atak yaşayabileceğine dair yoğun bir korku duyar. Bir kez de panik atak yaşamış olsa, sürekli, aklında “acaba yine yaşarmıyım?” endişesi vardır.Bundan kurtulmak içinde kendi kendini rahatlatmak için ‘’ kaçınma’’ davranışları geliştirir.
Dışarı çıkarken yanında biri olsun ister, yanında ilaç, su gibi önlemler alır.
Panik atağı geçirebileceğini düşündüğü yerlerden uzaklaşır.
Kapalı, havasız, kalabalık, ortamlardan uzaklaşmaya başlar, kötü haber, sohbet dinlemek istemez.
Onu korkutabilecek, heyecanlandıracak, tüm panik atağı çağrıştıran bedensel hisleri durdurmaya yönelik,  her şeye karşı aşırı genelleme içerisine girer hayatını kısıtlamaya başlar. Bu sebeple farkında olmadan bağımlılıklar, bağımlılık oluşturabilecek yöntemler geliştirir.
Ve kendine güveni giderek azalmaya başlar.
Panik bozukluğun çeşitli tipleri vardır:

- Klasik panik, solunum ve kalp sistemine odaklanmış.

- Gastro- intestinal panikler, mide, barsak belirtilerine odaklanmış panik

- Yoruma, düşüncelere dayalı  Panik

- Düşüncelere dayalı olmayan Panik

- Nokturnal panik,  gece uykuda gelen ve kişiyi uyandıran panikler

-Eşik altı panik

Neticede; panik atak demek daha kolay ve pratik olduğundan ,panik bozukluk yaşayanlara da “panik atak” denmektedir.Bu gerek medyanın, gerek hastaların gerekse hekimlerin ittifakıyla oluşmuş bir durumdur.

PANİK ATAK NEDİR


Panik atak tek başına bir hastalık grubu değildir. Panik atak belirli rahatsızlıklarda görülen bir durumdur.

Panik atakta genelde neler görürüz:

Çarpıntı, kalp atışında hızlanma,
Kalp atımlarını hissetme,
Terleme,
Titreme,
Nefes açlığı, alamama, nefeste tıkanma, çeşitli sebeplerden boğuluyor gibi olma,
Göğüste ağırlık, ağrı, yanma, sıkışma, sıkıntı
Sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma,
Ruhun bedenden ayrılıyormuş hissi
Baş dönmesi,
Kontrol kaybı, hissi
Delirecekmiş gibi olma, saçma sapan şeyler yaparım korkusu,
Sanki ortamı çok farklı bir boyuttan, uzaklardan seyrediyormuş gibi hissi,
Uyuşmalar, karıncalanmalar,
Soğuk, sıcak basmaları, ürperti gibi…..durumlar yaşanır.

Panik atağı geçiren kimseler bu sayılan belirtilerin hepsini birden yaşamak zorunda değildir. Zaten birkaç tanesini yaşamak bile çok can sıkıcıdır. 4 ve daha fazlasının yaşanması panik atak geçiriyoruz anlamındadır.

5 Nisan 2013 Cuma

YABAN MERSİNİ FAYDALARI


  • Göz yorgunluğu, miyopluk, katarakt, karasu (Glokom), şeker hastalığından kaynaklanan görme bozuklukları (Diyabetik retinopati), gece körlüğü, gece görüşünü artırıcı, kamaşma, retinayı güçlendirici, kılcal damar çatlamalarını önleyici ve tavuk karası (retinitis pigmentosa) hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı
  • Kabızlık, bulantı, mide krampları, ülser önleyici
  • Kan şekerini düşürücü, iltihaplanma, kolajenin (collagen) stabilize edilmesi
  • Pıhtılaşmanın azaltılması, damar sertliği oluşumunun engellenmesi ve antioksidan etki
  • Varis, basur (hemoroid) 'e karşı iyileştirici.
  • Yeni keşfedilen bir özelliği de somon balığı, yumurta, yulaf, barbunya, bezelye ve ay çekirdeği ile beraber zekayı geliştiren 7 besinden biri olduğu yönünde
  • 27 Mart 2013 Çarşamba

    KAYISI YAĞI NELERE İYİ GELİR


    Kayısı çekirdeğindeki bitkisel yağların damıtılmasından elde edilen kayısı çekirdeği yağı, özellikle cilt yaşlanmaları, cilt lekeleri ve cilt kırışıklıkları gibi cilt sorunlarına iyi gelmektedir. Kayısı çekirdeği değişik vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengindir. Kayısı yağında A, D, E, K vitaminleri bulunur. Özellikle A vitamini cildi gençleştirici ve cilt kırışıklığı ve lekelerini yok edici özelliklere sahiptir. Sivilceler nasıl geçer sorusunun cevaplarından birisi de Kayısı yağı çekirdeği kullanmaktır. Kalsiyum, Magnezyum ve Selenyum gibi mineraller ve iz elementler bakımından da zengin bir sihirli iksir olan Kayısı çekirdeği yağı, özellikle kuru ciltlere iyi gelmekte ve kuru ciltli kişilerde görülen cilt yıpranmalarını engellemektedir. Haftada 2 kez cilt kırışıklıkları olan bölgelere uygulanan kayısı çekirdeği yağı cildi gençleştirir.

    Kayısı çekirdeği yağı aynı zamanda selülitli bölgelere uygulanırsa bölgesel zayıflama ve incelme çabalarınızda da faydalı olur. Kayısı çekirdeği yağının zayıflamaya doğrudan etkisi olmasa da selülit hücrelerini eritmekte ve selülite bitkisel çözüm olarak öne çıkmaktadır.
    Kayısı çekirdeği yağının faydaları bunlarla bitmez. Kayısı çekirdeği yağının faydaları arasında selülit tedavisi de yer almaktadır. Eczanelerde ve aktarlarda kayısı esansı olarak ta sorarak temin edebileceğiniz kayısı çekirdeği yağı faydaları çok olan ama hiç bir yan etkisi zararı olmayan bir bitkisel tedavi solüsyonudur. Kaysı çekirdeği‘nin bazı kimyasal işlemlerle yağının damıtılmasından elde edilen yağın şişelenmesinden ibarettir. Kayısı yağı aynı zamanda kalsiyum, magnezyum, karotin ve betakaroten maddelerini içeriyor. Kayısı yağı yaşlanmayla ortaya çıkan kırışıklıkları azaltıyor.
    Kayısı çekirdeği yağı nasıl kullanılır? Cildin doğal güzelliği için haftada bir gün, kuru ciltlerde ise günde bir defa deriye kayısı yağı sürülmesini tavsiye ediyoruz

    25 Mart 2013 Pazartesi

    SABAHLARI ZİNDE KALKMAK


    Sabah uykudan sağından veya solundan kalkmak diye bir tabir vardır ya işte sağından kalkanlar güne zinde uyananlar, solundan kalkanlar ise nitelik ve nicelik bakımından yeterli uyku uyuyamayanlardır.
    Peki, her gün zinde uyanmamız mümkün mü, bunun için neler yapabiliriz? İşte tüm bu merak edilenleri, uzmanlar anlattı.
    Sabah uykudan zinde kalkmak demek iyi uyku uyumak demektir. Nitelik ve nicelik bakımından yeterli uyku uyunmazsa ertesi güne kişi yorgun, sinirli ve gergin başlar. Gün boyu baş ağrısı ve uyuma ihtiyacı duyar. Uyku bozuklukları ayrıca kişinin kilo alma eğilimini de doğurur.

    ALERJİ YORGUNLUĞU


    Hapşırık, burun tıkanıklığı, kaşıntı gibi şikayetlerle kendini gösteren alerjik hastalıklar, bazı kişilerde günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabiliyor. “Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların yorgunluk hissi oluşturması ise ayrı bir sorun yaratabiliyor” diyen KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Üzeyir, alerji yorgunluğundan kurtulmanın yollarını anlattı.
    Çağımızın hastalığı olarak da tanımlanan ve 10 kişiden 3’ünde görülen alerji hastalığı ile ilgili KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Üzeyir; “Sık görülen alerjenler çiçek polenleri, mantar sporları, hayvan derisi döküntüleri ve ev tozudur. Havayolu ile geçenlerin tedavisinde temel prensip bunlardan uzak durmak, mümkün olmuyorsa ilaç veya uygun aşı yaptırmaktır. Alerji bazı kişilerde yıl boyu, bazı kişilerde ise ilkbahar ve sonbaharda yaşanır. Tamamen bünyenin bir tepkisidir. Yaş sınırı yoktur. Çocukluk, gençlik, yaşlılık dönemlerinde her an karşımıza çıkabilir. Bazı ailelerde çocuk alerjikken, anne ve babada görülmese bile 40-50′li yaşlarda ortaya çıkabilir” şeklinde açıklamalar yaptı ve alerji yorgunluğundan kurtulmanın yolunun aminoasitler olduğunu dile getirdi.

    KRONİK YORGUNLUK

    Yorgunluk, halsizlik, uykuda artış gibi belirtiler ilk bakışta atipik bir depresyonun belirtileri olarak düşünülebilir. Sürekli bilgisayar başında çalışmanız, durumunuzu açıklamada önemli olabilir. Uzun süre bilgisayar başında zaman geçirmek baş, göz, sırt ağrılarına neden olabilir. Kesin olmamakla birlikte, radyasyonun etkilerinin de önemli olabileceği öne sürülür. Gündüz çalışırken, ara ara gözünüzü ve bedeninizi dinlendirmeniz, kalkıp hareket etmeniz, akşamları hoşunuza gidecek bir etkinlikte bulunmanız veya dışarıya çıkıp yürümeniz yararlı olabilir.

    20 Mart 2013 Çarşamba

    GAZ SANCISI NASIL TEDAVİ EDİLİR

    En doğru ve kolayı 1 bardak ılık su içip (yavaş-yavaş), rahat bir pozisyon almaktır. (uzanmak en iyisidir). Çünkü bu bir safrakesesi ağrısı da olabilir, karın ağrısı da. Bir şeyler yiyip içmek; mideyi de, safrakesesini de yoracaktır. Ilık su gazınızı da dağıtacağından hepsine iyi gelir.

    GAZ SANCISI

    Gaz, bağırsaklarımız kasıldığı zaman, bir yerden diğer bir yere geçerken ağrı yapar. (midemiz, karnımız kasılıyormuş gibi hissederiz).

    Konuşurken, hatta yemek yerken içimize bir miktar gaz girer.

    Daha sonra geğirerek bir kısmını çıkartırız, diğer bir kısmı da aşağı, anüse kadar gider.

    Bazı insanlar konuşurken, yemek yerken çok gaz yutar.

    Bazılarında da bakterilere bağlı olarak kalın bağırsaklarında gaz oluşur.

    Gaz ağrısı bazen doğum sancısı gibidir, aralıklı olarak gelip gider.

    15 Mart 2013 Cuma

    TARÇININ FAYDALARI


     Tarçın ferahlık verir ve iştah açar. El ve ayaklardaki titremeleri ve damar tıkanıklığını önler. Mide rahatsızlıklarına ve karın ağrılarına iyi gelir. Bağırsak kurtlarının dökülmesine ve bağırsak iltihaplarının iyileşmesine yardımcı olur. Cinsel isteği arttırır. Gaz söktürücüdür. Kötü kokuları, öksürüğü ve ishali keser. Vücut direncini arttırır. Soğuk algınlığı ve nezleye karşı yararlıdır. Kan Şekerini dengeleyen Tarçın, şeker hastaları için çok faydalıdır.

    6 Mart 2013 Çarşamba

    GRİP İLACI TOPLATILIYOR


    Sağlık Bakanlığı, grip ve soğuk algınlığı tedavisinde kullanılan ’Theraflu Forte Tablet’ isimli ilacın 'K0984' serisi için 2’nci sınıf B düzeyine çekme kararı aldı.

    28 Şubat 2013 Perşembe

    SGK DAN İYİ HABER

    Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), kanser, kalp damar ve kas iskelet sistemi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan 9 ilacı daha bedeli ödenecek ilaçlar listesine aldı. İlaçlar bugünden itibaren Kuruma fatura edilebilecek.



    Edinilen bilgiye göre, SGK 9 ilacı daha bedeli ödenecek ilaçlar listesi içerisine aldı. Geçtiğimiz günlerde 15 farklı türde olmak üzere, kapsül sayısı ve mg farklılıkları gözetilmesi halinde ise 30 ilacı daha bedeli ödenecek ilaçlar listesine alan SGK, şimdi de kanser, kalp damar ve kas iskelet sistemi gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan 9 ilacı ödemesi yapılacak ilaçlar listesine aldı. SGK’nın listeye aldığı ilaçlar arasında kanser tedavisinde kullanılan “oxaliplatin hospira”, kalp damar sistemi rahatsızlıklarında kullanılan “irprestan”, kas iskelet sistemi ağrılarında kullanılan “zero-p”, vücut için yaşamsal önemi olan sodyum, klorür iyonları ile glükoz içeren damar içi yoldan kullanılan steril bir çözelti olan “PF 1/4 polideks” ve içerisinde hidroksietil nişasta adlı etken madde bulunan “PF Polihes” adlı ilaçlar bulunuyor. İlaçlar bugünden itibaren Kuruma fatura edilebilecek.

    -TAM LİSTE-

    SGK’nın bedeli ödenecek ilaçlar listesine aldığı ilaçların tam listesi ise şöyle:
    “Irprestan 300 mg 28 ftb, 'Oxalıplatın hospıra 100 mg/20ml ıv ınfuzyon için konsantre çözelti içeren 1 flk, Pf 1/4 polideks ıv infuzyon için çözelti 1000 ml setli, pf 1/4 polıdeks ıv infuzyon için çözelti 1000 ml setsiz, Pf 1/4 polideks ıv infuzyon için çözelti 500 ml setli, Pf 1/4 polideks ıv infuzyon için çözelti 500 ml setsiz, Pf polihes (hes 200/0,5) yüzde 6 ıv ınfuzyon için çözelti 500 ml setli, pf polıhes (hes 200/0,5) yüzde 6 ıv infuzyon için çözelti 500 ml setsiz, zero-p 200 mg sr mıkropellet 15 kap.

    14 Şubat 2013 Perşembe

    ARMUTUN YARARLARI


    Böbreklerinizin düzenli çalışmasını sağlar.

    * İdrarı bollaştırır.

    * Böbrekkum ve taşlarının dökülmesine yardım eder.

    * Yüksek tansiyonu düşürür.

    * Kanı temizler. Salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar.

    * Kansızlığı giderir.

    * Kabızlığı önler.

    * Sinirleri yatıştırır. Zihni yorgunluğu ortadan kaldırır.

    * Susuzluğu keser.

    * Hamilelerin kusmalarını azaltır.

    * Hazımsızlığı giderir.

    * Romatizmada faydalıdır.

    * Midesi hassas olanlara armut kompostosu içmeleri, özellikle tavsiye edilmektedir.

    KİVİNİN YARARLARI

    Amerika'da bu hârika meyve üzerinde yapılan araştırmalar, kivinin birçok derdin devâsı olduğunu ortaya çıkardı.

    Çocukların dengeli büyümeyi ve gelişmeyi başarabilmeleri için yüksek oranda vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır. İyi dengelenmiş vitamince zengin bir diyet vücudun sağlıklı gelişiminin en iyi garantisidir.

    Sağlıklı vücuda sahip olabilmemizin en önemli şartlarından birisi bağırsaklardan düzgün geçişlerdir. Bu beslenmemiz sonucu ortaya çıkan zararlı maddelerin vücuttan atılabilmesini kolaylaştırır.

    Bitkisel besin araştırma dünyasında, kivi meyvesi insan hücrelerinin çekirdeğindeki DNA’yı zarardan koruma yeteneğinden dolayı araştırmacıları büyülemiştir.

    Astıma karşı koruma kivi gibi C vitamini yönünden zengin meyveyi yemek ıslık çalar gibi konuşma türündeki astımla ilgili solunumsal belirtilere karşı önemli bir koruyucu etki sunmaktadır. 

    Aspirine kan inceltici bir alternatif Kivi aspirinin kardiyovasküler sağlık korumasında leziz bir kan inceltici alternatifi yaparak kan pıhtılaşması riskini önemli bir şekilde düşürmekte ve kanınızdaki yağ miktarını azaltmaktadır.

    Kolesterol seviyesini düşürür, 

    Cilde kadifemsi bir yumuşaklık ve ışıltı kazandırmak, kırışıklıkları hafifletmek için ekstra bakım uygulamakta yarar var.

    Karaciğeri çalıştırır, kanı temizler, 

    Kadınlarda göğüs kanserini önler, 

    Grip ve soğuk algınlığının çabuk atlatılmasını sağlar, 

    Kan basıncını ayarlar, tansiyonu düşürür, 

    Vücudun direncini artırır, 

    Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler, 

    Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.

    Kivi tahmin edildiğinin aksine tropikal değil subtropikal bir meyvedir. Bu yüzden buzdolabında saklanması gerekir. Kivinin çabuk olgunlaşmasını istiyorsanız kapalı bir plastik çantada içerisinde bir elma, armut yada muzla saklayın. Bu meyveler kivinin ve avakadonun çabuk olgunlaşmasını sağlayan etilen gazı salgılar. 

    MUZUN YARARLARI

    Yatmadan önce yenen bir muzun serotonin oranını yükselttiği ve iyi bir uykunun garantisi olduğu söyleniyor.

    Kan basıncının düşürülmesini sağlar. Bunun yanında muz, alerji tedavisinde de kullanılır

    Kalp hastalıklarında da, tedavi edici etkisi vardır.

    Enerji üretimine yardımcı olur ve strese karşı dayanıklılık sağlar.

    Yorgunluğa ve ishale de birebirdir

    Yüksek potasyum içeren muz ileri yaşlardaki felç riskini azaltıyor.

    Ayrıca bazı anemi (kansızlık) türlerini tedavi eder.

    Beynin normal fonksiyonlarını gerçekleştirmesine yardımcı olur. 

    11 Şubat 2013 Pazartesi

    DOĞAL SAÇ KREMİ

    Saç çalkalama suyu (Saç kremi) 

    Saray defterinden formül...

    - 20 dirhem (65 gr.) nilüfer

    - 20 dirhem (65 gr.) hatmi yaprağı

    - 20 dirhem (65 gr.) benefçe (menekşe çiçeği)

    - 15 dirhem (48 gr.) gülsuyu

    - 20 dirhem (65 gr.) papatya

    - 20 dirhem (65 gr.) haşhaş kabuğu

    - Kaynatılıp suyu süzülür ve saçlar bu su ile çalkalanır.

    4 Şubat 2013 Pazartesi

    YOĞURT VE DİŞ MACUNU SİVİLCEYİ KURUTURMU ?

       Bu inanış artık toplumun bazı konularda bilinçlenmesi sayesinde gün geçtikçe etkisini kaybetse de genellikle her zaman “acaba” diye düşünülen yanlışlardan bir tanesidir. Kesinlikle sivilcelere kuruması için yoğurt ve diş macunu sürmek herhangi bir tedavi yöntemi değildir. Aksine içerisinde tedavi edici hiçbir madde bulunmayan şeylerin cilde sürülmesi, ciltte daha ciddi deformasyona veya çeşitli alerjik reaksiyonların görülmesine neden olabilir.

    SİVİLCE PATLATILMALIMI ?

    Bu toplumumuzda doğru olarak kabul edilen fakat uyguladığınızda tam tersi etki yaratan bir harekettir. Yüzünüzde oluşan her sivilcenin henüz aktif haldeyken sıkılması hızlı geçmesi bir yana ileride kalıcı izlere ve içerisinde bulunan irinin yayılarak yüzünüzde daha çok sivilce çıkmasına neden olmaktadır.

    AKNE İLE SİVİLCE AYNIMIDIR ?


       Bazı durumlarda kişiler yüzlerinde çıkan sivilcelerin "akne" olduğunu söylerler fakat bu durum her zaman söz konusu değildir. Çünkü sivilce akneye göre hem oluşum bakımından hem de cilde uyguladığı deformasyon tarafından birbirinden ayrılmaktadır. Aknenin tıp dilinde vulger olarak geçen basit olanı ve nodulokistik olarak geçen şiddetli olanı olarak iki farklı kategoriye ayrılabilir. Bu nedenle sivilce ve akne terimlerini iyi bilmeliyiz.

    30 Ocak 2013 Çarşamba

    BADEMİN YARARLARI

    1-Hamilelerin sütünü artırır ve bebeklerin gelişimine yardımcı olur.

    2-İçeriğinde bulunan yağlar kilo vermeyi kolaylaştırır ve tok tutar, ara öğünlerde 10-15 adet badem tüketilebilir. Çiğ, tuzsuz ve kavrulmamış olanı tercih etmeniz daha yararlı olacaktır.

    3-Bedenin ve zihnin yorgunluğunu giderirken, böbrek, mesane ve üreme yollarındaki iltihapları yok eder.

    4-Safra taşlarının oluşumunu engeller.

    5-İçeriğinde bulunan yağ asitleri ve enzimler kalp ve damar hastalıklardan korunmayı sağlar.

    21 Ocak 2013 Pazartesi

    HURMA NELERE İYİ GELİR

    Bugün birçok araştırmacı şunu söyluyor: Hurma örnek bir gıda olup yüzden fazla hastalığı tedavi eder. Tedavi ettiği bu hastalıklardan biri de bağırsak bozukluğudur. Hurma bağırsakların en üst seviyede görevini yapmasına yardımcı olur. Aynı şekilde hurmanın; bol miktarda maden, tuz ve vatanim içermesi sebebiyle beyin çalışmasına olumlu etki yaparak, vücudun beyinden azalttığı gıda unsurlarını tamamlar. Bu da insanın huzurunu sağlar ve istikrara kavuşturur. Bu da demektir ki, her gün düzenli bir şekilde belli bir ölçüde hurma yemek, psikolojik ve ruhi duruma etki yaparak kişinin daha çok istikrarlı olmasını sağlar. Bu sebeple diyoruz ki: Bu gıdayı bizim için yaratan ve Kuran ayetinde de bize bundan bahseden Allah ne yücedir. Allah şöyle buyuruyor: "Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık. Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hala şükretmeyecekler mi?” (Yasin:34–35).

    17 Ocak 2013 Perşembe

    BOZA ÖKSÜRÜĞE İYİ GELİYOR


    - Bünyesinde A ve B vitaminlerinin dört türü ile C ve E vitaminleri de bulunuyor. Mayalanması sırasında ürettiği laktik asit ise ender gıda maddelerinde bulunuyor ve bu değerli asit türünün hazmı kolaylaştırıcı etkisi var. Süt yapıcı özelliği nedeniyle hamile bayanlara ve vitamin kaynağı olarak sporculara tavsiye ediliyor. İçinde ilk başta yüzde 20 şeker olsa da daha sonra yüzde 8'lere kadar düşüyor. İçindeki yağ oranı da sıfır. Bağırsak florasını düzenler. İçindeki aktif mayalarla probiyotik özelliği vardır. Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcular ve kilo almak isteyen kişilerin kullanımı için uygundur. Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılır. Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır. Öksürük tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir.

    ZOİSİT


    Rengi: En meşhuru YEŞİL, sonra RENKSİZ, GRİ, BEYAZ, KAHVERENGİ, SARI, Tanzanit alt türü MAVİ ve MOR, Thulit alt türü KIRMIZIMSI ve  PEMBE
    Özdeşleştiği Burç: KOVA, YAY, İKİZLER, TERAZİ
    Çıkarıldığı Ülkeler: TANZANYA, İSVİÇRE, HİNDİSTAN, PAKİSTAN, AVUSTURYA, NORVEÇ, İTALYA, AVUSTRALYA, USA
    YARARLARI: Önleyici ve iyileştirici nitelikte yaklaşık 50 farklı problem için yararı bulunmaktadır.
    Yararlarından birkaçı:
    * Ağır hastalık veya bunalımların (travmaların) ortadan kaldırılmasına yardım eder.
    * Kalbi destekler.
    * Kadınların doğurganlığını harekete geçirir, erkeğin cinsel gücünü artırır.
    * Adrenalin sistemi (böbrek üstü bezlerini) güçlendirir.
    * Çakraları yeniden düzenler.

    ZÜMRÜT


    Rengi: YEŞİL VEYA KOYU YEŞİL (NİL RENGİ)
    Özdeşleştiği Burç: BOĞA, İKİZLER, YENGEÇ, BAŞAK
    Çıkarıldığı Ülkeler: KOLOMBİYA VE ZAMBİYA (EN DEĞERLİSİ), AVUSTRALYA, MISIR, BREZİLYA, PAKİSTAN, AFRİKA, HİNDİSTAN, RUSYA, USA, ZİMBAVE
    YARARLARI:
    Önleyici ve iyileştirici nitelikte yaklaşık 25 farklı problem için yararı bulunmaktadır.

    Yararlarından birkaçı:

    * Güven, huzur, sükun, ahenk, uyum sağlar.
    * Karşılıklı sevgiyi besler.
    * Evlilikte sadakati artırır.
    * Kalp hastalıklarının tedavisinde yardımcı olur. Kan dolaşımını düzenler.
    * Böbrek hastalıklarının tedavisinde yardımcı olur.
    * Kanı temizler.
    * Bağışıklık sistemini güçlendirir.

    SPİNEL TAŞI


    PİNEL (Yakut-Lal) MgAl2O4
    ÖZGÜL AĞIRLIĞI :3,5-4,5
    SERTLİĞİ : 8
    RENGİ :Renksiz, kırmızı, pembe, grimsi-mavi, morlu lekeler ve siyah renkli
    SPİNEL İLE İLGİLİ İNANIŞLAR
    Depresyon, seksüel heyecanlanmalar, hareket etmeyi engelleyen (kemik, kas gibi) rahatsızlıklarda iyi gelir. Doğrunun ne olduğunu anlar ve bunu yapmak için ne yapmanız gerektiğini bilirsiniz. Endişeye iyidir. Özel hayat değişiminde yardımcıdır

    16 Ocak 2013 Çarşamba

    TAM TAHIL NEDİR


    Adından da anlaşılabileceği üzere, tam tahıl tahılın tüm kısımlarını içermektedir.
    * Lif açısından zengin dış kabuk (kepek) : Kaba dış kabuk konsantre durumdaki birçok besleyici maddeyi içerir: Lifler, B vitamini, mineraller, protein ve fitokimyasallar (doğal olarak oluşan sağlığa yararlı bitkisel maddeler).
    * Ortadaki nişastalı kısım (endosperm) : orta tabaka - en büyük kısım - bitkinin ana enerji deposudur. Karbonhidratlar, proteinler, az miktarda B vitamini içerir.
    * Oldukça zengin iç kısım (tohum) : Tahılın en küçük parçası olmasına rağmen tohumda birçok yararlı madde bulunur: önemli yağlar, mineraller, B vitaminleri, E vitamini ve fitokimyasallar.
    Tahıl işlendiğinde kepek ve tohum gider geriye yalnız endosperm kısmı kalır. Bu birçok yararlı maddenin kaybı demektir.

    8 Ocak 2013 Salı

    YANIKLARA BAL

    Bir yeriniz yandığında bal ve zeytinyağını karıştırıp yanan yere sürerseniz acı çekmekiniz.

    7 Ocak 2013 Pazartesi

    BALKABAĞININ FAYDALARI

    Balkabağı, bilinen en güçlü antioksidanların bir çoğunu bir arada içermektedir.
    Daha önce de bahsettiğimiz gibi, antioksidanlar vücudumuzun ‘paslanmasını' önleyici Maddelerdir. Bir çok kronik dejeneratif hastalığa, Alzheimer'a, erken yaşlanmaya ve kansere karşı koruyucudur.
    İçeriğindeki yüksek doz beta karotene bağlı görme keskinliğini artırıcı etkisinin, Alzheimer'dan koruyucu etkileri ile birleşmesi bu sebzeyi bilgisayar başında uzun süre çalışanlar için de bir kurtarıcı haline getiriyor. Hem göz, hem de beyin sağlığı için mükemmel bir besindir.
    Şeker içermesine rağmen kalorisi çok yüksek değil, ılımlı miktarda şeker hastaları bile tüketebilir.
    Bol miktarda lif içermektedir, içerdiği bitkisel lifler gıdalar ile alınan toksinleri, zararlı yağların bir kısmını sünger gibi emer ve kolesterolün, kandaki zararlı yağ oranının düşmesine yardım eder.
    Bu lifler bağırsaklarda Su çekip kitle etkisiyle bağırsak hareketlerini artırırlar.
    Hem bu etkisi hem de toksin emici etkisiyle balkabağı mide ve bağırsak kanserlerine karşı koruyucu kalkan oluşturur. Bol lif içeren sebze ve meyvelerin düzenli tüketilmesinin kilo koolünde de önemi büyüktür. Kabızlık ve Hemoroid sorunu olanlar için de mükemmel bir sebzedir.
    Bu harika sebzeyi, çorba, tatlı, pasta, kek, muhallebi ve reçel olarak tüketebilirsiniz.

    KABAK ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARI


    Yetişen, yarım bardak kabak çekirdeği ile günlük magnezyum gereksiniminin yüzde 46.1'i, demirin yüzde 28.7'si, manganezin yüzde 52'si, bakırın yüzde 24'ü, proteinin yüzde 16.9'u ve çinkonun da yüzde 17.1'inin karşılanabileceğini bildirdi.
    Mineraller açısından mükemmel bir kaynak olan kabak çekirdeklerinin B vitaminlerini de içerdiği gibi kemik sağlığı ve kan pıhtılaşması için önemli K vitaminini de bünyesinde barındırdığını anlatan Yetişen, şunları söyledi:
    ''50 yaş ve üzerindeki erkekleri etkileyen iyi huylu prostat büyümesini oluşturan faktörlerden biri de testesteron ve dihidrotestesteronun (DHT) prostat hücrelerini aşırı uyarmasıdır. Kabak çekirdeğinde bulunan yağ bileşenlerinin, testosteron ve DHT tarafından oluşturulan prostat hücre çoğalımının tetiklenmesini engellediği gözlemlenmiştir. Bu konudaki bilimsel tartışmalar halen devam etmektedir.''
    Yetişen, yalnızca kabak çekirdeği yenerek prostatın tedavi edilebileceği düşüncesinin ise yanlış olduğunu vurgulayarak, tıbbı tedaviye destek olarak günde 1-2 avuç kabak çekirdeği tüketilebileceğini söyledi.
    Tansiyon problemi olanların tuzsuz kabak çekirdeğini tercih etmesi gerektiğini belirten Yetişen, kabak çekirdeğinin hormon dengesi, beyin fonksiyonu ve cilt sağlığı için gerekli olan omega 3 ve omega 6 esansiyel yağlarını birlikte içermesi açısından da iyi bir kaynak olduğunu dile getirdi.
    Yetişen, kabak çekirdeği aç karnına yendiği zaman bağırsak kurtlarının düşürülmesine yardımcı olduğuna dikkati çekerek, kabak çekirdeğinin kemik yoğunluğunun artırılmasına olan katkıları konusunda ise çalışmaların devam ettiğini sözlerine ekledi.

    1 Ocak 2013 Salı

    AĞIZ NEZLESİ

    Ağız Nezlesi

    En sık görülen ve en az zararlı türdür. Ağızdaki yerleşik bakteri florasının, genel ve yerel çeşitli durumlara bağlı olarak hastalık yapabilme yeteneği kazanmasından kaynaklanır. Her yaşta görülebilir. Özellikle iyi beslenmeyen çocuklarda, diş çıkaran bebeklerde ve kızamık, kızıl, suçiçeği, kızamıkçık gibi döküntülü hastalıklar sırasında ortaya çıkar. Erişkinlerde başlıca nedenleri diş taşlan ve uygun olmayan diş protezlerinin kullanılmasıdır. Sindirim bozuklukları, yüksek ateş, örseleyici yiyecekler, çok sıcak içecekler ve sigara da ağızda bu tip iltihap yapabilir. Ağız nezlesinin sık rastlanan bir başka nedeni vitamin eksikliğidir. Artık iskorbüt ve beriberi gibi ağır vitamin yetmezliklerinden kaynaklanan hastalıklar dengeli beslenme bilinci ve olanaklarının bulunduğu ülkelerin gündeminden çıkmıştır. Ama yetersiz ve dengesiz beslenmeye ya da vücuttaki işlev bozukluklarına bağlı olarak gizli vitamin eksikliği hastalıktarı görülmektedir.

    Ağız nezlesi genellikle ağız boşluğunda kırmızılıkla ortaya çıkar. Çoğu kez dil ve dudaklarda yaygın ve tekdüze kızarıklıklar görülür. Hasta ağzında kuruma ve yanma duyar. Yutma ve çiğneme hareketleri güçleşir. Bu tip ağıziçi iltihapları, mikrop öldürücü gargaralar kullanılarak tedavi edilebilir. Ayrıca ağrı ve yanma duyumunu ortadan kaldıran hafif uyuşturucu ve mikrop öldürücü ilaçlar yararlı olabilir. İltihap vitamin eksikliğine bağlıysa tedavi eksik olan vitaminlerin karşılanmasına dayanır.